Lazca.org / Gelecek Her Zamankinden Güzel Olacak

Gelecek Her Zamankinden Güzel Olacak

Gelecek Her Zamankinden Güzel Olacak

İsmail Avcı Bucaklişi

Düşünebiliyor musunuz, endişeye kapılmadan, korkmadan Lazca hakkında konuşuyoruz, yazıyoruz, paylaşıyoruz...

Bu normalleşme ne kadar iyi oldu!

Lazca artık bir öcü değil.

Google'da "Lazca seçmeli ders" diye bakıyorum, bir tane olumsuz haber yok.  Hatta CNN TÜRK kapsamlı bir şekilde dersi tanıtmış.

Bu Lazca için müthiş bir fırsat!

Eğer Lazca yaşayacaksa bu ancak devlet kurumları ve sivil toplum örgütlerinin çabaları ile mümkün olacak.

Kurumların Lazcaya pozitif yaklaşımı Lazların anadillerine bakışını da değiştirecek, daha meşru görmelerine sebep olacak, yıllarca yaşadıkları kaygı ve korkularını yeneceklerdir.

Sadece bu da değil, başka kurumların, üniversitelerin, basının vs. üstü kapalı direncini de kıracaktır.

Pek çokları için Lazca "celiyirum, cideyirum" olmaktan çıkacak, bir dil olarak daha bilinir hale gelecektir.

 

* * *

Öte yandan, zamanımızda Facebook ve Youtube gibi Internet uygulamaları tehlike altındaki dillerin yaşaması için ciddi imkanlar sunuyor. Bu uygulamaları destekleyen teknolojinin gelişmesi ile kurumlar şöyle dursun bireyler bile bir kurum gibi çalışabiliyor artık.

Artık Lazcanın yaşayacağına dair daha fazla umudumuz var. Yirmi küsür yıldır ilk defa bu kadar güzel şeyi birarada yaşıyoruz.

Mesele, zamanın bizlere sunduğu olanakları başarılı bir şekilde kullanabilmekte.

Mesela, tüm bu çabalardan Lazların önemli bir bölümü tarafından yeterince haberdar değil. Ya da, hala uluslar arası çevrelerde ciddiye alınır bir tek İngilizce makalemiz yok. Dünyada Lazların ve Lazcanın bilinirliği az. Ya da başkalarının yazdıkları kadar biliniyoruz.

Galiba en büyük sorunumuz bir kültür çalışmasının nasıl örgütleneceğini yeterince bilmiyor olmamız.

Tehlike altındaki bir dili yaşatmak için neler yapmak lazım?

Bu konularda, kendimizi aşmada sıkıntılar yaşıyoruz. Elbette bunun sebepleri var.

 

 

* * *

2013 Mayısı'nda Laz Enstitüsü kuruldu ve ilk iş olarak Lazca müfredatı hazırladı. MEB'in bu programı kabul etmesi ile Ortaokulların 5. - 8. sınfılarında Lazcanın seçemli ders olarak okutulmasının önü açılmış oldu.  

Bu sürecin isimsiz kahramanları var. Üstelik bu insanların "Lazlıkla" organik bağları yok. Bir aydın, entellektüel, akademisyen olarak değerli zamanlarını ayırıyorlar.

Özellikle Boğaziçi Üniversitesi'nden Yard. Doç Dr. Balkız Öztürk'e ne kadar teşekkür etsek azdır. Şahsım adına minnettarım. Bilim insanı kimlikleri ile Lazcaya kol kanat gerdiler.

Araştırma görevlileri Ömer Demirok ve Ömer Eren'e çok çok teşekkür etmek gerekiyor. Onlar olmasaydı kabul edilir bir müfredat ortaya çıkmayabilirdi.

Ayrıca, müfredatın hazırlanması için büyük bir azim ve inançla Ankara yollarına düşen ilk Lazca roman yazarımız Murat Murğulişi'yi de unutmamamız gerekiyor. Onun teşvikleri ve gayreti olmasaydı belki hala harekete geçmiş olmayacaktık.
Bununla birlikte, bu sürecin önünü açan, anadilimize kol kanat gerek Enstitü Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu'na çok şey borçlu olduğumuzu altını çizerek ifade ediyorum.


 

* * *

İskender Tzitaşi'nin SSCB'deki girişimlerinden (1929) bu yana ilk kez Lazca dersler başlayacak. Tzitaşi'nin ruhu huzur bulacaktır.

Şairin dediği gibi; güzel günler göreceğiz...

Anadilim için artık çok umutluyum.

Artık bir Enstitü'müz de var. Laz Enstitüsü bizlerin çabaları ile ete kemiğe bürünecek ve hayat bulacak, Lazcaya oksijen taşıyacak damarları tek tek inşa edecek...

"Lazuri" yavaş da olsa dizlerinin üzerinde doğruluyor. Bu kadim ama yorgun dilin evlatları gencecik ellerini artık anadillerine uzatmaya başladılar...

Gelecek her zamankinden daha güzel olacak.

 

Lazuri Nena Skidasen!...

 

13.09.2013

Bucaklishi

 

14-09-2013, 23:23
Geri gel