Lazca.org / LAZCA SEÇMELİ DERS AMA…

LAZCA SEÇMELİ DERS AMA…

Evet, aylardır yazıyoruz çiziyoruz. Bunun yanında elimizden geldiğince Lazcanın seçmeli ders olarak kabul edildiğini çevremize duyurmaya ve anlatmaya çalışıyoruz ama… Aması şu ki bütün bunlar yeterli olmuyor. Hem daha etkili olabilecek yöntemler geliştirmeli, hem de daha çok çalışmalıyız.  Bunlar üç beş kişinin omuzunda kalmamalı, duyarlı insanlar olarak bir şekilde hepimiz işin ucundan tutmalıyız.

 

20 yıllık süredir verilen uğraşları Laz Enstitüsü toparlayıp Milli Eğitim Bakanlığı’na bir müfredat sundu ve bu kabul edildi. İşin müfredatın kabul edilmesiyle bitmeyeceği için bu kadarıyla kalmamalıdır diyoruz. İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça gibi dillerin yanında bugünlük seçmeli de olsa Kürtçe, Adigece ve Abazaca gibi dersler okutulmaya başlandı. Lazca müfredatın kabul edilmesiyle de, talep edilmesi halinde tüm okullarda Lazca eğitim verilebilecek ama...  Burada yine başka bir “ama” ile tıkanıyoruz. Devlet Lazcayı kabul etti ama… Evet en önemli “ama” da budur. Devlet Lazcayı kabul etti ama biz bu kabulü Lazlara kabul ettiremedik henüz. Bu yazıyı yazmama neden olan bir olaydan söz etmek istiyorum size.

Yukarıda belirttiğim gibi bu konuda yazıp çizmenin yanında elimizden geldiğince ve dilimizin döndüğünce çevremize konuyu anlatmaya çalışıyoruz. Bu tip çalışmalar için insanların bir araya geldiği küçük toplantılar (piknik, sünnet, düğün, toplantı, gezi gibi etkinlikler) bire birdir. Böyle yerlere gidince mutlaka uygun birkaç kişi ile sözü dönüp dolaştırıp güncel konuların başında olan HES’lere ve özellikle da Lazca seçmeli derse getiririm. Herhangi bir tepki ile karşılaşmasam da, çoğu olumlu baksa da bugüne kadar konuştuğum kişilerin bu yönde bir adımına rastlamadığımı da söyleyeyim.  Geçtiğimiz günlerde böyle toplantıların birinde öyle bir olayla karşılaştım ki oldukça şaşırdım. Bir masada 8-10 kişi oturuyoruz ve birbirimizi tanıyoruz. Benim Laz olan biriyle ilk karşılaşmamda hal hatır sormak vs genelde Lazca olur. Onlar Türkçe cevap verseler de ben ısrarla Lazca cevap vermelerini isterim. Burada da öyle yaptım. Kimisi anlıyorum dedi, kimisi biliyorum dedi, kimisi de dilim dönmüyor gibi cevaplar verdi. Ben de tam da yerine gelmişken “İşte çocuklarınıza bunun için fırsat… Bu fırsatı kaçırmayın, Lazca seçmeli ders aldırın” dedim. Bu arada epeydir görmediğim bir arkadaşımın kızına rastladım. Aynı şekilde ona da Lazca olarak hal hatır sordum, babasının nasıl olduğunu vs sordum. Kız hep Türkçe cevap verdi. Üniversite öğrencisi bir genç. Lazca bildiğini de biliyorum. “Lazuri var giçkini” diye sordum. “Biliyorum” dedi. “E muşeni Lazuri var ip’aramitam” diye sordum. “Yok, Türkçe konuşalım” dedi.  Ben de o zaman Türkçe konuşup anlatmaya başladım. “Bakın Lazca okullarda artık seçmeli ders, sizin gibi gençlere, üniversite öğrencilerine önemli görevler düşer” dedim. Bana verdiği cevaba bir hayli şaşırdım. “Hayır, biz bunu kabul etmiyoruz” dedi. “Nasıl yani” dedim. “Biz Türkçe konuşalım, bize Türkçe yeter” dedi. “Kızım Lazca anadiliniz” dedim. “Olsun, onu kendi aramızda konuşuyoruz” dedi. Masadakiler de bizi merakla izliyor fakat Lafa karışmıyorlar. Ben de ısrarla “Neden böyle düşünüyorsunuz ki; devlet Lazcayı kabul etmiş siz Lazlar olarak neden kabul etmiyorsunuz” diye sordum ve verdiği cevap beni daha fazla şaşırttı. “Lazcayı kabul edersek Kürtçeyi de kabul etmiş oluruz ondan” dedi.

Sonuç olarak bizim ihmal olmamızın, hımbıl olmamızın hatta uyumamızın yanında bu tip sorunlarımız da var. Yani her zamankinden çok daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Yalnız bu olayı herhangi bir tepki gösterilmesi için paylaşmadım. Zaten herhangi bir tepkiye de gerek yok. Bu tip olaylara asla tepki gösterilmemeli. Her şeyden önce herkesin fikrine saygı göstermek durumundayız. Karşımızdakini anlayamadan hiçbir şey anlatamayız. Lazların en önemli eksikliği toplumsal farkındalıktır. Toplumsal farkındalığı yok eden elbette ki asimilasyondur. Bir sonraki yazımın konusu “ASİMİLASYON SÜRÜYOR” olacaktır. Umutla kalın.

Kâmil Aksoylu

22.09.2013

22-09-2013, 22:45
Geri gel